29 Ağustos 2012 Çarşamba

Kalbim Ege de kaldı

Tatil dönüşü hep zor gelir insana; çalışmak, sabah erken kalkmak, trafikle boğuşmak, büyük şehrin karmaşasına bir anda alışmak. Halbuki doğduğumdan beri İstanbul'dayım sadece bir hafta tatile gittim diye herşey mi yabancılaşır insana. Daha dün Egenin serin sularına kendimi bırakırken şimdi sabahın köründe kalkmış ve bir masanın başındayım. Adaptasyon sorunu hat saffada. Öyle bir moddayım ki sanki şuan rüyada gibiyim, aslında bir nevi kabus da denebilir. Şezlongta güneşlenirken saatlerin geçmesini hiç istememiştim ama geçti ve rüya tatil bitti. Her güzel şeyin sonu mutlaka gelmek zorunda mı. Aşkın sonu, sevginin sonu, ilişkinin sonu, dostluğun sonu....hayatın sonu.  Hayatı neden hergün tatil modunda yaşayamıyoruz ki. Evet anlaşıldığı gibi şu an tatil dönüşü sendromu yaşamaktayım. Bir de üstüne günlerden Pazartesi olunca iki sendrom birarada epeyce ağır geldi bünyeme.

Tatil dönüşü yazımı kısa tutmak en güzeli olacak galiba yoksa yazımın sonuna kadar tatilin bitmesinden şikayet edeceğim. Yediklerim içtiklerim bana kalsın ben fotoğraflarımı sizlerle paylaşayım.

Dipnot: Yazımı tatil dönüşü yazdım fakat blogumda yayınlamak bugüne kısmet oldu...


                                      Tatilden kareler

Ayaklarım sonunda deniz gördü

                                                





1 yorum: