25 Temmuz 2012 Çarşamba

Summer Time

     Nasil da gecmisti butun bir yaz
basimda kavak yelleri esen o yas
sense hanimeli kadar beyaz
calmistiniz kalbimi bilmeden o yaz
Yaz gelince fazla kilolar dert edilir ve hemen kilo verme telaşına düşeriz. Ben  her kış kilo verir, yaz gelince sadece ince bir askılı t-shirt ve şortla gezilen bu sıcaklarda aksi gibi iştahım açılır ve çöp öğütücü gibi ne bulursam yerim. Her gün bir dondurma yemezsem eksiklik hissederim. Sevgili arkadaşlarımda bana inat zayıflar ve her "bu sıcakta zaten birşey yiyemiyoruz" deyişlerinde  içimden onları gırtlaklamak gelir. Benim hal böyleyken plajlardaki manken vücutlu kızlara gıpta ile bakmak ve iç çekmek dışında yapılacak çokta bir şey kalmıyor. Şişman sayılmam hatta ince bir vücut yapım olmasına rağmen şu göbek olayını bir türlü halledemedim. Eda Taşpınar'ın resimlerine bakıyorumda bir insanın vücudu nasıl bu kadar güzel ve soyadı gibi "Taş" olabilir... Sonuçta Bodrum, Çeşme sahilleri cıvıl cıvıl. Rengarenk bikiniler, pareolar, plaj aksesuarları insanın içi açılıyor resmen sahillerde.  Eski zamanlardan günümüze plaj modasını merak ettim acaba o zamanlarda böyle cıvıl cıvılmıydı sahiller ve biraz araştırma yaptım.

Bikininin günümüzde ortaya çıkışı 20 yüzyılın ortalarına rastlıyor.. Aslında tek parça mayodan, bikiniye geçişi ilk olarak 1946 yılında Fransız modacı Jacques Heim yapmıştı, ancak Heim o zamanlar bir tabu olan göbek deliğini açıkta bırakmaya cesaret edememişti. Buna, birkaç hafta sonra asıl işi otomotiv mühendisliği olan Louis Reard cesaret etti. Bikini adını Pasifik Okyanusu'da Amerikan'ın ilk nükleer testlerin yaptığı adadan aldı. Ancak bir sorun vardı, kimse bunu giymek istemiyordu. Önceleri göbeği örten ve karın bölgesiyle sırtı çok az gösteren iki parçalı mayolar varken, Fransız tasarımcı Reard ilk kez gerçek anlamdaki bikiniyi tasarladı ve ona "Bikini" adını verdi.Paris'te yaratılan ilk bikiniyi denemeye ikna edilebilen tek kişi, Paris kumarhanelerinden bir striptizci, Micheline Bernardini'ydi. Bikiniyi giyen ilk kadın olan Micheline Bernardini, bu cesaretinin karşılığında 50 bin evlilik teklifi aldı. Ünlü Fransız oyuncu Brigitte Bardot bikiniyi dünya çapında yaygınlaştıran isim oldu… Bardot'nun 1956 tarihli 'Ve Tanrı Kadını Yarattı' filmi ile bikini oldukça popüler oldu.


Micheline Bernardini


Brigitte Bardot









Yıl 2012 ve plajlarda her türlü renk bikiniler ve her türlü kombinasyonları görebilirsiniz.




24 Temmuz 2012 Salı

Müzik..


                                                  
 
When the music's over Turn out the lights...
    


Jim abimiz ne güzel demiş "müzik bitince ışıkları kapatın." Müzik yoksa karalık çöker, müzik yoksa duygu kalmaz, müzik yoksa gece bitmiştir, müzik yoksa herşey yavandır, müzik yoksa anlamsızdır herşey. Müzik çok şeydir. Müzik nedir? Müzik aşktır,eğlencedir,huzurdur, duygudur,zevktir,melankolidir..

Müzik güzeldir...Benim en çok sıkıldığım zamanlarda bana dost olmuş, en çok eğlendiğim zamanlarda da eğlenceme eşlik etmiştir.

İçki ve müzik çok iyi dostturlar...Şarap eşliğinde melakolik takılmayı, rakıyla fasıl yapmayı ve muhabbeti, birayla ya da votkayla rock müzik tercih ederim. Hele tekila işte o zaman mutlaka biraz club, biraz house derken müziksiz yapamam ben. Aslında içkidir müziğime eşlik eden. Bazen içmeden de sarhoş eder beni müzik. Saatler geceyarısını gösterdiğinde eğer evdeysem, son zamanlarda Can Gox "Kaybedenler Klubü" soundtrack dinlemenin verdiği hazzı anlatmak mümkün değil. Can Gox her "Wake" diye bağırdığında, bende uyanırım uykumdan.  Işıklar hiç kapanmasın isterim, müzik hiç bitmesin. Tükenmeyen tek şeydir müzik. Sonsuzluktur, özgürlüktür...

Her türlü ruh halim için dinlenecek bir parça vardır mutlaka. Bazen aşklarımı müzikle anlatırım, bazen acılarımı müzikle bastırırım, bazen de kendime bile itiraf edemediklerimi müzikle itiraf ederim. Cd 'ye Nick Cave albümünü koyar ve "Into my arms" ile duygusallaşır, "Red right hand" ile coşarım. Bir de Eddiem var ki benim, "Black" hayatımın şarkısı, her seferinde sonuna kadar dinlediğim belki milyon kez dinlesem de hiçbir zaman bıkmadığım ve bıkmayacağım şarkım ve daha niceleri....

Ruhumu güzelleştiren, iyileştirendir müzik zaten boşuna dememişler müzik ruhun gıdası diye. En güzel buluştur müzik. Matematiğe benzer, matematikte yalnızca 10 adet rakam vardır ama sonsuz sayı mevcuttur, müzikte de 7 adet nota vardır ama yaratılabilecek melodinin bir sonu yoktur.

Hep müzik olsun, hiçbir zaman susmasın, ancak o zaman kavgalar biter, aşk ve sevgi tükenmez...
  
Bol müzikli günlere.....


    
     


23 Temmuz 2012 Pazartesi

Manic Monday

                                                         

Pazartesi günü haftanın en güzel günü, en sevdiğim gün, bir an önce pazartesi gelsin ve hafta başlasın diye beklerim ben. Hatta cumartesi ve pazar çabucak bitsin diye dört gözle beklerim. Bu satırları okuyan herkes şuan çok şaşkındır heralde. Pazartesi gününü seven pek fazla insan yoktur. Tıpkı Garfield gibi "pazartesiden nefret ediyorum."


 Bugün birçok insan Pazartesi sendromu  yaşıyor. Sadece bizde değil, dünyada da çalışanlarda yaşanan bu sendrom, artık bilimsel olarak kitap sayfalarında da yer alıyor. Bende farklı değilim herkes gibi pazartesi günü sendromu yaşayan biriyim, her çalışan gibi ama şu bir gerçek ki haftyaya nasıl başlarsan haftan öle geçiyor işte o yüzden işin biraz pozitif tarafından bakalım ve olumsuz olmayalım. Haftanın başı pazartesi günleri biraz polyannacılık oynayalım  hep beraber. Sonuçta yeni bir hafta ve yeni başlangıçlar olarak düşünelim ve "Pazartesi Sendromunu" hep beraber yenelim...

   Pazartesi Sendromunu yenmek için yapılması gerekenler listesi:

- Günlerden pazartesi ve evden çıkmadan önce bağıra bağıra şarkı söyleyin veya sevdiğiniz bir şarkıyı dinleyerek güne başlayın.
- En kalorilisinden kahvaltı yapın... Sosisli yumurtalı, ballı börekli olsun:)
- Sokakta insanlara günaydın diyerek ve gülümseyerek yürüyün.
- Haftanın bu ilk gününün özel olmasını öncelikle kıyafetlerinize yansıtın. Her zamankinden daha renkli, cıvıl cıvıl giyinin. Sarı ve turuncu tonları veya kırmızı pazartesi günleri için ideal olabilir.
- Pazartesi günü  hafta başı diye programlarınızı haftasonuna ertelemeyin ve pazartesi günleri arkadaşlarınızla beraber iş çıkışı yemek organizasyonu ya da bir kahve içmek için buluşun tıpkı haftasonları gibi aktiviteler yapın ki bu sizi gün boyu  motive edecek ve şevkle çalışmanızı sağlıyacaktır.
-Pazartesi günleri özellikle sabah saatlerine toplantı koymayın. Mümkün olduğunca toplantıları haftanın diğer günlerine planlayın.
-Pazartesi sabahı işe gittiğinizde herkese merhaba demeyi ve gülümsemeyi  ihmal etmeyin.


Ben bu yazıyı tipik sendromlu bir pazartesi günü yazıyorum, yukarıda yazdığım sendrom yenme hikayelerinin de işe yarayacağını pek düşünmüyorum açıkcası ama siz benim gibi düşünmeyin tabii...Ben kısacası pazartesi günü için şunu söylemek istiyorum "God damn it"... Ayrıca size konuyla alakalı bir site tavsiyem olacak; http://www.mondaymorningmessages.com/ aslında herşeyden önemlisi Pazartesinin de her günkü gibi bir gün olduğunu unutmayın. Her zaman gününüzü güzelleştirmek sizin elinizde...HAPPY MONDAYS:)




20 Temmuz 2012 Cuma

Çilek



Bence her başlangıç çilek kokar...Her başlangıç heyecan verir...

İlk defa blog açmaya karar verdiğimden bu yana tam 3 sene geçti ancak 3 sene sonra açabildim...
Evet şuan heyecanlıyım neler yazabileceğimi kafamda tasarladım..giyim kuşam, makyaj, aşk, hikayeler, masallar, yemekler, ilişkiler, sinema, müzik, güncel haberler, iş hayatı...vs Her bayanın ilgiyle takip edebileceği hatta erkeklerin de yazılarımdan kendilerine bir şeyler çıkarabileceği kimi zaman hüzünlü, kimi zaman eğlenceli hoş bi blog olacağını düşünüyorum...Umarım...

Hep beraber göreceğiz:)

Hadi bakalım başlayalım:)

Cevdet Canel Canlı


Cevdet Canel'in yegane, biricik asistanı ben Dodi...Asistanlıkta son nokta..Everest tepesi...
         
Yaklaşık 3 senedir asistanlığını zevkle yaptığım program, her çarşamba ve perşembenin gelmesini iple beklediğim ve haftama güzellik katan unutulmaz şarkıları Cevdet Canel'in güzel yorumuyla dinlediğim hem eğlendiğim, hem de radyoculuk adına çok şey öğrendiğim program...2009 senesinde bu keyifli programın içinde yer almaya başladım..İlk başlarda o kadar heyecanlıydım ki Allahım nasıl yayın yapacağım, nasıl konuşacağım..Ya hata yaparsam, ya konuşamazsam, ya pot kırarsam, rezil olursam diye korkudan ölmek deyimini tam olarak yaşadığım günlerdi ki bir bakmışım tam 3 sene geçmiş..Belki radyoculukta çok uzun yıllar değil 3 sene ama sanırım artık alıştım..O kadar çok konuşuyorum ki programda hatta bazen Cevdet Canel bile beni susturamıyor. Çoğu zaman salak potlar da kırmıyorum değil hani, komik duruma düştüğüm zamanlar da oluyor. Ama sanırım dinleyiciler de, Cevdet Canel de bana artık alıştı ki çoğu kez anlayışla karşılıyorlar ya da gülüyorlar. Çok keyifli bir meslek radyoculuk ama tabi ki Cevdet Canel ve diğer profesyonel radyocuların yanında radyocuyum diyemem, ben sadece asistanım. O kadar çok seviyorum ki bu mesleği sonsuza kadar asistan olarak kalabilirim...
         
Cevdet Canel 1994 senesinden beri radyo programcılığı yapıyor. Türkiye' de radyo da canlı müzik yapan ilk radyocu. O kadar güzel şarkılar çalıyor ki bazen kendimi programda değil de arkadaş ortamında gitar çalıp söylüyormuş gibi hissediyorum. Kendimi kaptırıyorum şarkılara, bende karga sesimle eşlik ediyorum farkında olmadan. Zaten o eski şarkılar yok mu tadından geçilmeyen. Hepsi Cevdet Canel'in repertuarında var. 60lar, 70ler, 80ler, 90lar....harikalar... Nostaljik şarkıları Cevdet Canel'den de dinlemek ayrı bir keyif oluyor laf aramızda...Aralarda da hoş sohbetimiz, kıkırdaşmalarımız..Program 2 saat ama nasıl geçiyor 2 saat anlamıyorum. Sohbetlerimizin hepsi doğaçlama o yüzdendir dinleyicilere bu kadar samimi gelmemiz. Program öncesinde hiç birşey kurgulamıyoruz. Herşeye o anda karar veriyor ve o anda konuşuyoruz. O an içimizden ne geliyorsa... Şarkıları da dinleyicilerin istekleri ile Cevdet Canel o anda çalıyor. Hiç bir prova yapmadan gitarını içinden geldiği gibi tıngırdatıyor. Belki güzel olan bu içimizden geldiği gibi...

Bu keyifli programın içinde yer aldığım için çok mutluyum.. Sizleri de her çarşamba, perşembe akşamları saat 20:10 da Alem Fm dinlemeye davet ediyorum. Ve hatta Cevdet Canel'in Alem Fm sitesinde (http://www.alemfm.com/Yayinci_detay.aspx?ID=20)  şöyle bir tanıtımı var programın;

Her Çarşamba ve Perşembe unutulmaz şarkılar 20:00’dan itibaren sizlerle…
İş paydos ettiğinde, randevular bittiğinde, gün geceye döndüğünde, Türk radyolarının ilk canlı gitaristi, unutulmaz şarkılarla Cevdet Canel…


Her Çarşamba ve Perşembe Alem FM’de sizlerle…