15 Ağustos 2012 Çarşamba

Aşk Meşk

         


Internette bir süredir elimde olmadan ilişkiler, aşk meşk üzerine bloglardan yazılar okuyorum. Kadınların erkeklerde sevmedikleri, erkeklerin kadınlarda sevmedikleri, mutlu bir ilişkide ki sırlar, aldatmanın nedenleri, kadınları anlamakta zorluk mu çekiyorsunuz....gibi ilişkiler üzerine yazılmış birçok yazı . O kadar çok var ki...Hepsi aynı kapıya çıkıyor aslında kadının da erkeğin de ilişkiden beklentisi mutlu olmak. Bir ilişki yaşamaya başlıyorsun, mutlu ve heyecanlısın ve kendi kendine evet işte bu sefer tamam, hayatımın aşkını buldum diyorsun ve sonra bir şekilde bir şeyler ters gidiyor, herşey tepe taklak oluyor. Neden böyle oldu diye kendi kendine sorarken, birden kendini bir falcıda buluyorsun. Son zamanlarda arkadaşlarım arasında moda falcıya gitmek. Sıkça arkadaşlarımdan "bir falcı buldum, çok iyimiş" cümlesini duyuyorum. Bekarları az çok anlıyorumda, evli olanların falı zaten fallanmış ne duymak isterler ki falcıdan. Herkesde bir falcı merakı söz konusu...Aslında kimi arkadaşlarımın yaşadığı ilişkileri gördüğümde, çokta falcılara ihtiyaçları olmadığını zaten ilişkinin başından yanlış gittiğini  görebiliyorum ki, sonuçta ben ne falcıyım ne de medyum. Mesela uzun süredir birliktelik yaşayan bir arkadaşım, bana geçenlerde "erkek arkadaşımın hayatında başka biri var, beni aldatıyor" dedi. Bu duruma hiç şaşırmadım, belki uzun zamandır görüşüyorlar ama hiçbirşey paylaşmadıklarını gördüm. Görünen köy kılavuz istemez derler ya böyle bir birlikteliğin yürümeyeceği aşikar. Falcıya gidipte ilişkim ne olacak diye sormasına gerek yok, eğer bana sorsaydı  söylerdim zaten bu işin yürümeyeceğini. Bir de şöyle tipler var; uzun zamandır ilişki yaşayan, yaşadığı monoton ilişkiye o kadar alışmış ki 40 yıllık evli ve emekli sanırsınız onları ama aslında en fazla bir senedir flört ediyorlardır, fakat ruhları geçmiştir. Tabii bir de ilişkiden yorulmuş artık yeni birini tanıma heyecanı içinde olmayan, hayatın genç yaşta yorduğu tipler var. Aslında onlara da hak vermek lazım hayat gerçekten çok yorucu. Kendini marjinal ilan eden, uçuk kaçık çiftlerde var ki, onların twitterında ya da facebookun da binlerce uçuk kaçık fotoğraf görebilirsiniz aslında monoton çiftlerden çok daha eğlenceli oldukları kesin ya da sadece görüntü de çılgınlar bilemiyorum.

Farklı insanlar, farklı ilişkiler, farklı hayatlar....

         


İlişkiler üzerine birçok film çekildi.  "Kadınlar ne ister erkekler ne anlar" filmi aklıma gelenlerden bir tanesi. Filmin orijinal adı "He's Just Not That Into You". Filmin kadrosu oldukça hoş; yakışıklı erkekler ve güzel kızlarla dolu bir kadrosu var. "Peşinden koşmuyorsa senden hoşlanmıyordur, daha da sorgulama, üstüne gitme" diye durumu özetliyor film sonuna kadar fakat  en sonunda "ama istisnalar da vardır, peşinden koşmuyorsa geçerli bir nedeni vardır, senden gerçekten hoşlanıyor da olabilir, belli olmaz" diye tam zıttı bir mesaj veriyor filmde. İlişkiler üzerine bir başka film de  "Love Actually", İngilizlerin geniş kadrosuyla dikkat ceken, 2003 yapimi 135 dakikalik romantik komedi filmi. İki filmi de izlemenizi tavsiye ederim. Hoş ve tatlı filmler.




Peki bizler ne bekliyoruz bir ilişkiden? Bizi mutlu etmesini mi? Ayaklarımızı yerden kesmesini?Hayatımızdaki tüm olumsuzlukları silip herşeyi düzeltmesini? Çok şey bekliyoruz, bekletilerimiz karşılanmadığı zamanda çekip gidiyoruz. Blog yazıları, filmler, kitaplar, diziler ve daha pek çok şey aşklardan, ilişkilerden bahsetmeye devam edecek. Aslında yaşananlar hep aynı ama hepsinin sonu farklı....Tıpkı filmlerin, yazıların, kitapların sonunun farklı olduğu gibi...









Hiç yorum yok:

Yorum Gönder